KOLON ve REKTUM KANSERLERİ
Kolon diye adlandırdığımız kalın bağırsak, yaklaşık 2 metre uzunluğunda sindirim sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Dünyada her yıl 650000 kişi kolon kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Her 10.000 den 5'i kolon kanserine yakalanmaktadır. Erkeklerde ve kadınlarda eşit oranda görülen kolon kanseri, bütün kanserler içinde görülme sıklığı bakımından 3. sırada yer alır.
NEDENLERİ
Kalın bağırsağında “polip” denilen et parçalarının varlığı kolon kanseri riskini arttırmaktaydı. Kolon kanserlerinini çoğu polip zeminine gelişmektedir.
Kolon kanserinin gelişiminide kalıtsal etkenler önemli rol oynar. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanseri geçirmiş kişilerde ve ailelerinde kolon kanseri sıklığı oldukça fazladır. “Gardner sendromu”, “ailesel polipozis hastalığı”, “ailesel nonpolipozis koli sendromu” kalıtsal kolon kanseri hastalıklarıdır.
Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi iltihabi bağırsak hastalıklarında kolon kanseri gelişme riski fazladır.
Beslenme, kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle batı tipi diyet (fast food, işlenmiş besinler, hayvansal yağlar), obezite, sigara, alkol kolon kanseri ihtimalini artırır.
BELİRTİLER VE TANI
Kolon kanseri çok ilerlemeden nadiren belirti verir. En sık belirtiler; makattan kan gelmesi, karında dolgunluk hissi, kilo kaybı, dışkı çapında ve alışkanlıklarında değişme.Kolon kanserini erken dönemde yakalamak ancak düzenli kontrol ve tarama ile mümkündür.Kolon kanserinin kesin tanısı kolonoskopi ve biyopsi ile konur. Kolonoskopiyle hastanın bütün kalın bağırsağı görüntülenir. Ayrıca kolonoskopi esnasında saptanan polipler “polipektomi” denilen yöntemle özel cihazlarla, ameliyata gerek kalmadan alınabilir. Böylece kolon kanseri önlenmiş olur
Kolonoskopinin yapılamadığı durumlarda, kolonun alt kısmı incelemesi olan, sigmoidoskopi kullanılabilir. Ayrıca gaitada gizli kan araştırılması, kolon grafisi, bilgisayarlı tomografi gibi yöntemler kullanılabilir.
TEDAVİSİ
Kolon kanserinin önceliklei tedavisi cerrahidir. Ameliyatla kanserin bulunduğu bağırsak kısmı ve bu bağırsağa giden tüm damarlar ve lenfler çıkarılır. Geriye kalan bağırsak uçları birleştirilir. Son yıllarda bu ameliyatlar “laparoskopik” yöntemle, kamera ve özel aletler kullanılarak, çok küçük kesilerden yapılabilmektedir. Böylece hastalar daha çabuk iyileşmekte ve normal yaşantılarına geri dönebilmektedir.
Bazı durumlarda (özellikle ilerlemiş olgularda) barsağın bir ucunun karın duvarına “kolostomi” şeklinde ağızlaştırılabilir.
Işın tedavisi (radyoterapi) rektum kanserlerinde oldukça etkilidir, fakat diğer kolon kanserinde nadiren yararlıdır. Hastalığın evresine göre kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanabilir. Kemoterapi ve redyoterapi ameliyat öncesi (neoadjuvan) veya ameliyat sonrası uygulanabilir.
KOLON KANSERİNDEN KORUNMA
Kolon kanserinden korunmanın diğer bir yolu ise düzenli kontroller yaptırmaktır. Yapılan muayene ve kolon görüntüleme yöntemleri hastalığı önlemek veya erken tanı koymak için önemlidir. Özellikle ailesinde kolon kanseri olanların ve risk altındaki kişilerin yaptırması gerekir. 50 yaşın üzerinde kolon kanseri riski artmaktadır. Bu nedenle 50 yaşında herkesin kolon kanseri açısından araştırılması gerekmektedir. Riski yüksek olanların (ailesinde kanser olanlar, iltihabi barsak hastalığı olanlar gibi) daha erken yaşta kontrol edilmelidir
Fazla lifli gıdalarla beslenme kolon kanserine karşı koruyucudur. Çünkü bu maddeler kanserojen maddelerin yoğunluğunu azaltmaktadır. Yağ oranı az besinlerin tüketilmesi gerekir. Kırmızı et, yağlı besinler kolon kanseri riskini artıran faktörler arasındadır.
Bunların dışında egzersiz yapmak, yeşil çay tüketmek, bağırsak düzenini sağladığından dolayı koruyucudur. Yeşil çayda bulunan bir maddenin kanser gelişimini önlemede etkili olduğu belirtilmektedir.